sonsuzbilgi250
 
  Ana Sayfa
  İletişim
  60 Adet SQL Açıklı Site
  Allah'a aşık olmak nedemektir?
  Altın Fiyatları
  Anıtkabir
  Anıtkabiri Online Gez
  Atamızın doğduğu ev Selanik..
  Atatürk Günlüğü
  Atatürk neden sag eli gögsünde poz vermiştir?
  Atatürk’ün Özel Yaşamı.....
  Bilinmesi gereken Atatürk anıları
  Final Fantasy Type-0 HD
  Gazete Oku
  Gmail açığı ( eski şifre )
  Googlede Ara
  Hz. Muhammed (sav)'in ve Ashabının Şakaları ve Latifeleri
  İspanya Resmi Hentbol Lİgi (PR:5)
  Kabir Azabı Haktır
  MEB Haber
  Mareşal Rütbesi Kimlere Verilir ?
  Namaz Kılmanın Zararı
  Orucu Bozan ve Bozmayan Durumlar
  Orucun Sağlık Açısından Faydaları
  Peygamber Efendimizin (S.A.V) mezarını yıkmak isteyen Suud kralına Atatürk'ün cevabı.
  Point Blank Rütbeler, Point Blank Clan Rütbeleri
  Radyo Dinle
  Rio Grande Devlet Federal Otoyol Polisi Birliği (PR:1)
  Saat Kaç
  Site elimde ama admin paneli bulana helal olsun
  SQL Açıklı 305 Adet Liste
  Şans Oyunları Sonuçları
  Tales From The Borderlands Episode 4
  Teravih Namazı
  Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanları
  Tv'de Neler Var
  Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün resimleri
  Uzak Dogu Sitesi
  Windows 10 İSO İndir MSDN Orjinal Tüm Sürümler Türkçe 12in1
Hz. Muhammed (sav)'in ve Ashabının Şakaları ve Latifeleri
Hz. Enes, Allah Rasûlü (sav)’nün hanımlarıyla beraber olduğu zaman insanların en hoşu ve en şakacısı olduğunu aktarmıştır.

Peygamber Efendimiz ile ashabının hayatını hep büyük olaylar ve önemli dinî meseleler etrafında okuyageldik. Siyer denildiği zaman ciddiyet sınırlarının üst düzeye taşındığı, gündelik hayatın, “küçük” hadiselerin neredeyse tamamen göz ardı edildiği bir hakikat anlatısı canlandı(rıldı)  zihinlerimizde. Oysaki gündelik hayatın, küçük hikâyelerin de hakikatli sahneleri vardı “Siyer”de.

Mesela O’nun hayatına doğru yapacağımız bir yolculukta, beşer-peygamber olarak Hz. Muhammed (sav)’in ashabıyla şakalaştığını, sık sık tebessüm edip/ettirdiğini de görebiliriz.

Şakalaşmanın fıkhî hükmü etrafındaki tartışmalar bir kenara, ölçülü ve yerinde olan şakayı Hz. Muhammed (sav) de tasvip etmiştir. Müslümanların biricik örneği Hz. Muhammed (sav)  zaman zaman şakalaşır ancak; “Ben sadece doğruyu konuşurum, haktan başka bir şey söylemem” buyururdu. Hz. Peygamber’in yaptığı şakalar, kırıcı ve yalan içermeyen şakalardı. Hz. Muhammed (sav) tebessüm etmeyi ve nezaketle şaka yapmayı severdi.

İşte Hz. Peygamber’in çevresine tebessüm ettirdiği hadiseler:

Enes b. Mâlik [aktarıyor]: Bir adam, Hz. Muhammed (sav)’in yanına geldi, onu devesine bindirmek istedi, Rasûlullah da, "Biz de seni dişi devenin yavrusuna bindirelim" dedi. Adam, "Ya Rasûlüllah, devenin yavrusuna nasıl bineyim?" diye sorunca, Hz. Peygamber, "Bütün develeri dişi deve doğurmaz mı?" buyurdu.

Hz. Enes'den [rivayetle]: Zahir adında bir bedevî, çölden Hz. Muhammed (sav)’e hediyeler getirmişti. Dönüp gitmek isterken, Hz. Peygamber de ona hediyeler verdi ve; "Zahir, bizim çölde yaşayanımızı temsil eder, biz de onun şehirde yaşayanını temsil ederiz" buyurdu. O, çirkin biri olduğu halde, Hz. Peygamber onu çok severdi. O, alışveriş ederken Rasûlullah arkasından gelir, onu kucaklar, kendisini adama göstermez ve "Ben kimim?" diye sorardı. Adam döndüğü zaman Hz. Muhammed (sav)’i tanır, sırtını O’nun göğsünden ayırmazdı. Hz. Peygamber "Bu köleyi kim satın alacak" diye sorar, adam da "Ya Rasûlullah, o halde beni değersiz buluyorsun" derdi. Hz. Muhammed (sav) "Allah katında değersiz değilsin, onun katında değerin yüksektir" buyururdu.

  

Hz Süheyb [aktarıyor]: Gözüm ağrıdığı halde hurma yiyordum. Bunu gören Hz. Peygamber: "Gözün ağrıdığı halde hurma mı yiyorsun?" dediler. Ben de: "Ey Allah'ın Rasûlü, ben ancak ağrımayan tarafla yiyorum" cevabını verince Rasûlullah (sav)’ın azı dişleri görünecek derecede tebessüm ettiğini gördüm.


Müslümanların biricik örneği Hz. Muhammed (sav) zaman zaman şakalaşır ancak; “Ben sadece doğruyu konuşurum, haktan başka bir şey söylemem” buyururdu.

İbn Abbas [aktarıyor]: Bir adam, "Allah Rasûlü şaka yapar mıydı?" diye sordu. "Evet" diye cevap verdim." Peki Rasûlullah nasıl şaka yapardı?" deyince "Hz. Peygamber hanımlarından birisine geniş bir elbise giydirdi:"Bu elbiseyi giy, Allah'a şükret, eteğini de gelin eteği gibi sürü" buyurdu, dedim."

 

Hz. Enes [aktarıyor]: Allah'ın Rasûlü, insanların en güzel ahlâka sahip olanı idi. Ebu Umeyr adında bir kardeşim vardı. Hz. Peygamber gelip kardeşimi görünce "Ebû Umeyr, kuş ne yapıyor?" diye sorardı. Kardeşim kuşla oynardı. Bazı namaz vakitlerinde Rasûlullah bizim evde olur, bir seccade serilmesini emreder, seccadeyi süpürür ve sular, sonra üzerinde namaza dururdu. Biz de arkasında namaz kılardık. Seccade, hurma lifinden yapılmıştı.

Hz. Muhammed (sav) Enes bin Malik’e “iki kulaklı” diye takılırdı.

Eşleri ve Torunları ile Şakalaşırdı
 
Hz. Peygamber ashabı ile şakalaştığı gibi, eşleriyle, sokakta oynayan çocuklarla ve ihtiyar kadınlarla da şakalaşırdı. Hz. Enes, Allah Rasûlü (sav)’nün hanımlarıyla beraber olduğu zaman insanların en hoşu ve en şakacısı olduğunu aktarmıştır.

Hz. Aişe [aktarıyor]: Bir gün Allah'ın Rasûlü benimle koşarak yarıştı ve ben kendisini geçtim. Zamanla şişmanladığımda benimle tekrar koştu ve bu sefer beni o geçti.

Yine bir gün Hz. Aişe Hz. Sevde,  Hz. Peygamber ile bir yemekte bulamaç aşını yerken Hz. Sevde "Bu yemeği sevmiyorum" dedi.  Hz. Aişe: "Yemezsen yemeği yüzüne sürerim" dedi. Bu konuşma esnasında önce Hz. Aişe, Hz. Sevde'nin yüzüne, sonra Hz. Sevde, Hz. Aişe'nin yüzüne birer parmak bulamaç sürerek şakalaştı. Hz. Peygamber de bunları devamlı bir gülümsemeyle izledi.

Bir yolculukta bazı eşyaları taşıması için isminin anlamı gemi ile denk olan Sefine [=gemi] adlı hizmetçinin üzerine yüklediler. Bunu gören Hz. Muhammed (sav): “İşte şimdi gerçekten sefine oldun” dedi.

Bir gün bir yaşlı kadın Hz. Peygamber’e gelerek: “ Ey Allah’ın Elçisi! Dua ediver de Allah beni cennetine koysun” dedi. Peygamberimiz de: “Yaşlılar cennete giremez” şeklinde cevap verince kadın ağlayarak geri döndü. Hz. Peygamber bunun üzerine hemen şu açıklamayı yaptı: “Ona söyleyin; insan cennete ihtiyar değil, gençleşir de öyle girer.”


 

İnsan şahsiyetini, onurunu rencide eden bütün söz ve hareketler, kul hakkını çiğnemektir. Toplum düzeni, bütün fertlerin haklarına riayet etmekle sağlanır. Kendi hakkının çiğnenmesini arzu etmeyen insanın, bir başkasının hakkını gözetmesi kaçınılmazdır. Yalanla eş anlamlı şakalar, bizzat yalan olduğu için haramdır. Ancak şaka, yalan, alay, hakaret gibi aşağılayıcı manada olmamak ve aşırı gitmemek kaydıyla yapılırsa buna müsaade edilmiştir. Muhatabı küçük düşürecek şekilde yapılan fiilî ve sözlü şakalar da Hz. Peygamber'in hadisi ile yasaklanmıştır:

Hz. Peygamber bir grup Müslüman ile birlikte bir yolculuğa çıkmıştı. Akşam namazı kılındıktan sonra, yorgunluktan uyuyanlar oldu. Birisi bir urgan alıp yanında uyuyan arkadaşının ayağına bağladı ve çekti. Neye uğradığını anlamayan o kişi korkup bağırdı. Hz. Muhammed (sav) bu hareketten hoşlanmadığı için: “Hiçbir Müslüman’a, diğer bir Müslüman’ı korkutmak helal değildir” diye buyurdu.

 
   
Bugün 61 ziyaretçi (109 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol